• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=100078240878284
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05063540702
  • https://www.youtube.com/channel/UC2Ltz41AqxUbppeT62WMxWg
TRANSLATE
Ankara'da Sivil Toplum Gündemi
KÜLTÜR PORTALI
Çalışma Saatleri
 PAZARTESİ08:00-18:00
 SALI08:00-18:00
 ÇARŞAMBA08:00-18:00
 PERŞEMBE08:00-18:00
 CUMA08:00-17:00
Makaleler
Hava Durumu
Takvim
Site Haritası
ABD DIŞİŞLERİ BAKANI'NIN ANKARA’YA GELMESİNE TEPKİ GÖSTERİLDİ.

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI'NIN ANKARA’YA GELMESİNE TEPKİ GÖSTERİLDİ.

Ankara Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde bir araya gelen Ankaralılar, Cuma Namazı sonrasında Amerikan Büyükelçiliği önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Ardından Siyonist rejimin Filistinlilere karşı işlemiş oldukları savaş suçlarına ilişkin hukukçular tarafından hazırlanmış olan Antony Blinken'in Türkiye Mahkemelerinde yargılanmasına yönelik suç duyurusunda bulunuldu.

Daha sonra Ankara Sivil Toplum Platformu Başkanı Mustafa Kır tarafından kitlesel basın açıklaması yapıldı. Mustafa Kır'ın yaptığı basın açıklaması şöyledir.

ABD DIŞ İŞLERİ BAKANI KATİL BLİNKEN’I ÜLKEMİZDE GÖRMEK İSTEMİYORUZ.

İşgal edilen topraklarını savunmak, mal ve can güvenliklerini korumak amacıyla 7 Ekim sabahı Hamas’a bağlı İzzettin El Kasam Tugaylarının işgalci İsrail’e karşı başlattığı “Aksa Tufanı Operasyonu” ile sanki İsrail Filistin çatışması ilk defa Hamas saldırısı ile başlamış gibi ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi batılı ülkeler ve onların işbirlikçilerinin 75 yıldan beri İsrail’in yaptığı işgalleri, ilhakları, zulüm ve işkenceleri yok sayarak meşru savunma hakkını kullanan Hamas’ı terörist ilan etmeleri katil İsrail’in yanında saf tutmaları ikiyüzlü ve çifte standartlı olduklarının açık göstergesidir.

7 Ekim’den itibaren Siyonist İsrail’in yaptığı en kanlı, en hukuksuz ve en insanlık dışı saldırılara ile Gazze’de sözün bittiği, yaşananları dilimizin ifade etmekte aciz kaldığı, sabır taşının çatladığı, bıçağın kemiğe dayandığı noktaya gelinmiştir. Havadan, karadan denizden yapılan saldırılarla 4 bine yakını bebek, 2500 den fazlası kadın olmak üzere 10 binden fazla insan öldürülmüştür.. 32 binden fazla Filistinli de yaralanmış veya sakat kalmıştır. Şunu ifade etmek isterim ki sanıldığı gibi Gazze’de sadece Filistinliler öldürülmemiştir. Filistinliler ile birlikte insanlık öldürülmüştür. Yerle bir edilen binaların enkazı altına insanlık gömülmüştür.

Filistin’de Siyonist İsrail askerleri tarafından meskenler, sivil yerleşim alanları, hastaneler, camiler, kiliseler, okullar, ekmek fırınları, resmî kurumlar, mülteci kampları savaşlarda kullanılması yasak olan fosfor bombaları ile roketlerle yerle bir edilmekte, enkazların altından cesetlerin çıkarılmasına, yaralıların hastanelere ulaştırılmasına dahi müsaade edilmemektedir.

Gazze’ye ulaştırılmak üzere gönderilen ilaç ve temel gıda maddelerinin şehre girişlerine izin verilmemekte Şehre akaryakıt girişinin durdurulması sebebiyle santrallerden elektrik yüzden bebekler, doğum yapan kadınlar üretilememektedir. Şehir de sular akmamakta, Hastanelerde sağlık hizmetleri verilememektedir ölüm riskiyle karşı karşıya kalan bebekler, doğum yapmakta olan 5 bine yakın kadın ölüme terk edilmektedir.

Ne yazık ki Filistin’de yaşanan insanlık dışı vahşet ve soykırım karşısında İslam ülkelerinin hükümetlerinden, parlamentolarından, devlet başkalarından, kuruluş amacı Filistin topraklarını işgalden kurtarmak ve Özgür Kudüs’ü inşa etmek olan, coğrafi alanı, ekonomik durumu, insan kaynakları bakımından BM’den sonra hacim itibariyle dünyanın en büyük teşkilatı olan İslam İş birliği Teşkilatından vahşeti durduracak yürekli bir adım atılmamaktadır. (BM), OECD, AB Güvenlik ve İş birliği Teşkilatı, Avrupa Konseyi, Nato gibi uluslararası kuruluşların suskunluğu hala devam etmektedir.

75 yıldan beri ölümle zulümle, işkence ve aşağılanma ile karşı karşıya kalan, toprakları işgal edilen, anaların, babaların gözleri önünde çocukları, çocukların gözleri önünde anaları babaları öldürülen şu anda hayat memat mücadelesi veren Filistin halkı yalnızlığa terk edilmektedir. Daha doğar doğmaz kendilerini savaşın içinde bulan, gözlerinden yaş yerine kanlar akan; neşeyi, sevinmeyi, gülmeyi unutan, her an tepelerine atılacak bombaların endişesiyle gözleri uyku tutmayan, Filistinli çocukların ahlarını, feryatlarını dikkate almayanlar bu soykırımın işbirlikçileridir.

Bu vahşet, batılı ülkelerin çocuklarına yapılsaydı acaba sessiz kalabilirler miydi? Bu kadar hissiz, bu kadar ruhsuz bu kadar acımasız olabilirler miydi? İşte vahşi batının insan hakları, çocuk hakları, kadın hakları ve özgürlük anlayışları bu!

Yeryüzünde savaşları önlemek ve barışı sağlamak üzere kurulan BM tarafından alınan kararlar; mazlumlara yapılan zulümleri önlemek için değil, zalimlerin güvenliğini sağlamak için alınmaktadır. Lübnan’a gönderilen barış gücü ile Hizbullah kuşatma altında tutularak Siyonist askerlerin rahatça Gazze üzerine salınmaları sağlanmaktadır. Bu yüzden havadan, karadan, denizden yapılan Siyonist saldırılarla bebekler, çocuklar, kadınlar, yaşlılar vahşice katledilmektedir.

Onun için Filistin’de ana olmak baba olmak çocuk olmak ve hatta İnsan olmak zor!

Gelinen noktada Filistin coğrafyasında katil İsrail tarafından öldürülen, henüz yaşamın ne olduğunu bilmeden hayattan koparılan Filistin’de çocuklar, her gün sistematik olarak travmaya maruz bırakılmakta, psikolojileri bozulmakta tepelerine atılan bombalar sebebiyle; evlerini, yurtlarını, okullarını kitaplarını, kıyafetlerini, ebeveynlerini, kardeşlerini, arkadaşlarını kaybetme korkusu içinde hayata tutunmaya çalışmaktadır

Onun için Filistin’de çocuk olmak demek; mermilerle, şarapnel parçalarıyla yaşamak demektir. Bomba sesleriyle uyanmak demektir. Ninni sesleri yerine, silah sesleri duymak demektir. Esir kamplarında, mahpushane zindanlarında öksüz, yetim kalmak ve biçare olarak, perişan olmak demektir. Beşiğin kundağında, anasının kucağında, babasının kolları arasında kanlı Siyonist kurşunlarına hedef olmak demektir. Filistin’de çocuk olmak demek, hayatın anlamını yaşamadan hayatın sonuna gelmek demektir.

Şimdi soruyorum! Nerede okyanusta buzullar arasına sıkışan balinalar için seferberlik ilan eden BM’ler? Nerede Körfezde petrole batan kuşların yardımına koşanlar? Nerede belediyelerce itlaf edilen köpekler için ağıtlar yakanlar? Nerede çocuk hakları savunucuları? Nerede kadın hakları savunucuları? Nerede insan hakları savunucuları? Nerede Arap Birliği? Nerede İslam İş birliği Teşkilatı? Nerede İslam Ülkelerinin hükümetleri, devlet başkanları? Nerede parlamentoların Filistin Dostluk grupları?

Bu ne biçim dostluk, bu ne biçim Müslümanlık! Bu ne biçim insanlık! Müslüman, Müslüman kardeşine sırt döner mi? Müslüman kardeşini düşmanına teslim eder mi? Daha neyi bekliyorsunuz? Gazze de kalan son Filistinlinin ölümünü mü? Dost ve müttefik kabul ettiğiniz ABD’nin Batının ve Siyonist İsrail’in İnsafa gelmesini mi?

Şunu iyi bilelim ki Müslüman’ın, Müslüman’dan başka dostu ve müttefiki yoktur. Müslümanların dostu Allah’tır ve Müslümanlardır. Biz bir binanın tuğlaları gibi, bir bedenin uzuvları gibi kenetlenir birbirimizin derdiyle dertlenirsek, Yüce Allah Ebrehe’nin ordusu üzerine gönderdiği ebabil kuşlarını Siyonist İsrail Orduları üzerine de muhakkak gönderecektir. Bedirde, Çanakkale’de, Kıbrıs barış harekâtında İslam ordusuna ulaşan manevi yardım bize de ulaşacaktır. ABD’nin gücünden İsrail’in fitnesinden korkan Korkak yöneticilere sesleniyorum Unutmayalım! Allah en büyüktür. Yegâne güç ve kudret sahibi Allah’tır. Allah dilediğini aziz, dilediğini de zelil, dilediğini yerin dibine geçirir.

Unutmayın! Filistin’in başına gelen bela ve musibetler İsrail ve işbirlikçilerinin gücünden değil, Müslümanların dağınıklığından, kendi güçlerini birleştirme yerine düşmanlarının safında yer almalarından kaynaklanmaktadır.

İşte bugün Filistin’in İsrail’e karşı başlattığı onur savaşında başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere tüm İslam ülkelerinin hükümetleri, devlet başkanları, parlamentoları halkları, sivil toplum kuruluşları İsrail’in Filistin’e karşı yaptığı terörist saldırıyı sona erdirecek, soykırımı durduracak askeri, siyasi ekonomik, sosyal ve diplomatik yaptırımları hayata geçirecek kararlar almaya mecbur ve mahkumdurlar.

Ey İslam ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarına Parlamentolarına sesleniyoruz. Sivil inisiyatifin sesine kulak veriniz. Sizin yerinin Filistin halkının yanıdır. Ateşkes çağrılarına rağmen Gazze şeridinde ve Filistin topraklarında sivilleri katleden ve soykırım uygulayan Siyonistlere ve onların işbirlikçilerine karşı somut adımlar atınız. ABD ve İsrail’i dostluk ve müttefiklikten, stratejik ortaklıktan çıkarınız. Her ne sebeple olursa olsun Bir Yahudi Sıfatıyla İsrail’e desteğini açıklayan ABD Dış işleri bakanı Antony Blinken’ın Ülkemize gelmesine müsaade etmeyiniz. İsrail Büyükelçilerini sınır dışı ediniz. İsrail’deki elçilerinizi derhal geri çekiniz.

Mevcut haliyle ayrıştırıcı bir teşkilat hüviyeti taşıyan İİT’nı kuruluş amaç ve ilkelerine uygun olarak ya yeniden dizayn ediniz ya da lağvediniz. Müslümanlar arasında dayanışmayı başlatınız. D 8 Ülkelerine yeniden işlevlik kazandırınız. Parlamentolarınızda bulunan ABD ve İsrail Dostluk Gruplarını lağvediniz. Filistin Dostluk Gruplarını derhal Gazze’ye dostlarının yanına gönderiniz. Lübnan’a gönderilen barış gücünü derhal Kudüs’e ve Gazze’ye de göndermek için girişimde bulununuz.

Gerçekleştirilen soykırımdan sorumlu olan İsrail yetkilileri aleyhine uluslararası ceza mahkemesinde dava açınız. Türkiye mahkemelerinde de yargılanmaları için gerekli çalışmaları başlatınız. Türkiye'de bulunan İncirlik, Kürecik gibi yabancı askeri üsleri ve limanları derhal kapatınız. İsrail ordusunda askerlik yapan T.C. vatandaşları hakkında Türk Vatandaşlığı Kanunun 29. Maddesi gereğince işlem yapınız ve vatandaşlıktan çıkartınız. İsrail vatandaşlarına uygulanan Türkiye'ye vizesiz giriş hakkı kaldırınız. Filistin halkının Türkiye'ye vizesiz girişini kolaylaştırınız.

Bunları yaptığınız takdirde Kudüs’e, Mescidi Aksa’ya sahip çıkmış, Filistinli kardeşlerimizin yanın yer almış olursunuz. Aksi takdirde suskunluğunuz ve tarafsızlığınız İsrail’e arka çıkmak olarak tarihe not düşülecektir. O zaman Allah’ın katında, insanlar nazarında ve tarih önünde hesap vermeye mahkûm olacaksınız.

MUSTAFA KIR

ASTP ANKARA SİVİL TOPLUM PLATFORMU BAŞKANI

 

  
64 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
TÜRKİYE HABER
ÖNEMLİ LİNKLER
NAMAZ VAKİTLERİ
Merkezi Hekim Randevu Sistemi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam37
Toplam Ziyaret92207
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.607332.7379
Euro35.295735.4372
Saat